Şubat 2003

-
Aa
+
a
a
a

“Savaşla ilgili kararların gayri ahlâki olduğunun idrakindeyiz, ama bu siyasi bir karardır.” 

Abdullah Gül, Başbakan. (“Tezkere” öncesi, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmadan)

Şubat ayında, Irak’a saldırının ne zaman başlayacağını konuşuyorduk. Türkiye’de, üs ve limanların modernizasyonu için yetki tezkeresi, 193 ret oyuna karşılık 308 oyla kabul edilmiş ve böylelikle 3 bin Amerika askerinin 3 ay Türkiye’de kalmasının yolu açılmıştı. Üzerinde ciddi tartışmaların yaşandığı bir başka tezkere de, ülke sınırları içinde yabancı asker bulundurma ve Türk askerini sınır dışına gönderme yetkisiyle ilgiliydi. ‘Tezkere’ kelimesiyle özetlenen bu tartışmalar sırasında, Amerika yönetimiyle yapılan görüşmelerde, Türkiye’ye açılacak kredilerin de bolca telaffuz edilmeye başlaması rahatsızlık yaratıyor; insanî ve ulusal bir konunun para pazarlığına indirgenmiş gibi görünmesi, AKP Hükûmeti’ni zedeliyordu. Başbakan Abdullah Gül, “Amerika’dan istediğimiz rakam, Türkiye’nin kaybından az” diyor, Washington ise son olarak 4 milyar dolarlık hibe, 2 milyar dolarlık askerî borcun silinmesi ve Irak petrolünden 1 milyar dolarlık pay öneriyor, Ankara bunun üzerine anlaşmanın yazılı olmasını şart koşuyor, Washington ise yazılı anlaşmaya istekli görünmüyordu. Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış da Irak savaşında ilk kurşun atıldığında Türk ekonomisinin sıcak para girişine ihtiyacı olduğunu söylüyordu.Tartışmalar uzarken AKP Hükûmeti, yabancı asker bulundurma ve sınır dışına asker gönderme için yetki tezkeresini Meclis’e göndermedi. Amerikan yönetimi de Ankara’da bulunan heyete, görüşmeleri durdurma talimatı verdi. Bu arada, Amerika’nın askeri teçhizatını, tezkere çıkmadan İskenderun limanı’na indirmesi, tartışma yarattı. Teçhizatın modernizasyon tezkeresi kapsamında limana geldiği ve iznin Genelkurmay tarafından verildiği söylendi, ama Türk yetkililerin o günlerde kendi limanlarına neden giremedikleri hususu bulanık kaldı.

15 Şubat, yeryüzünde yaşanmış en olağanüstü olaylardan birinin de tarihi oldu: Issız Güney Kutbu da dahil, 6 kıtada 600’ün üstünde yerleşim merkezinde aynı anda 12 milyon insan sokaklara döküldü ve saldırı savaşına karşı gösteri yaptı. İnsanlık tarihinin gördüğü en büyük gösteriydi bu. Savaş çıkmadan yapılıyordu üstelik. Rahibinden eşcinseline, ev kadınından evsizine, ninesinden ilkokul öğrencisine, girişimcisinden anarşistine; insanlık âleminin tüm kesim ve yaşlarından temsilcileri muazzam bir renk cümbüşü içinde bu olayın içinde yer aldı. Bu dev gösteriler merkez medyanın nedense dikkatinden kaçtı. Ama, ünlü New York Times gazetesine şu çarpıcı gözlemi de yaptırdı: “Artık dünyada iki süpergüç var: ABD ile Dünya Kamuoyu.” Şubat sonuna gelinceye kadar, dünyanın dörtbir yanında yapılan barış ve adalet gösterilerine katılanların sayısı 30 milyonu aşacaktı.

Bu arada, Türkiye NATO üyesi olarak savaş durumunda topraklarına yönelik bir saldırıda korunma sağlanması için başvuruda bulunmuş ve bunun üzerine NATO karışmıştı. Türkiye, üyelerinden herhangi birine yönelik saldırının, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün tümüne yapılmış sayılacağını NATO’nun hatırlamasını istiyordu. Uzun tartışmaların ardından, NATO Genel Sekreteri George Robertson, Türkiye’nin savunmasına ilişkin askerî hazırlıkların, hızla başlatılacağını söyledi. Söz konusu hazırlık kapsamında, Türkiye için, AWACS erken uyarı uçaklarıyla biyokimyasal savunma sistemleri harekete geçirilecekti.

2003 yılının ilk aylarında Kuzey Kore düzenli olarak ses çıkarıyordu. Şubat ayında, önce, 50 yıl önce Kore savaşını sona erdiren ateşkes anlaşmasından çekilme tehdidinde bulundu Kuzey Kore, ardından da Yongbyon nükleer santralinin yeniden faaliyete geçtiğini açıklandı. Çözüm, elbette, diplomatik yollarla bulunacaktı.

Şubat ayının, önemli gelişmelerinden biri de Columbia uzay mekiğinin, 16 günlük seyahat sonunda atmosfere girerken Texas semalarında infilak etmesiydi. Aralarında bir İsraillinin de bulunduğu 7 astronot hayatını kaybetmiş, patlamanın nedeni hakkında ihmalden gereken bütçenin ayrılmıyor olmasına kadar, çeşitli tartışmalar başlamış, hatta bu vesileyle Amerika’da insanlı uzay uçuşu programları da sorgulanmaya başlamıştı.

İsrail, Batı Şeria ve Gazze Şeridi’nde tam abluka ilan ederek, Filistinlilerin İsrail’e girişini yasaklarken Belçika Yüksek Mahkemesi, İsrail Başbakanı Ariel Şaron'un görev süresinin sona ermesinin ardından yargılanabileceğine karar veriyordu. 1982'deki Sabra ve Şatilla katilamları sırasında sorumluluklarını yerine getirmemekle suçlanıyordu Şaron. Bu arada, Eski Bosna Sırp Cumhuriyeti Devlet Başkanı Bilyana Plavsiç, Lahey Savaş Suçları mahkemesince 11 yıl hapse mahkûm edildi. Plavsiç, 1992 ile 1995 yılları arasında yaşanan Bosna savaşı sırasında, Müslüman ve Hırvat halka zulüm uygulamakla suçlanıyordu.BM Genel Sekreteri Kofi Annan, Kıbrıs ile ilgili gözden geçirilmiş planı, taraflara sunar ve Kıbrıs Rum Kesimi’nde yapılan başkanlık seçimini Tasos Papadopulos kazanırken Şubat sona eriyordu.

Dünyada her yıl 1 milyon 200 bin çocuk kaçırılarak seks ticaretinde kullanılıyor ve bu sayı artmaya devam ediyor, demişti UNICEF. Mutad açıklamalardan biriydi, kimsenin duyacak hali yoktu, Türkiye yeni tezkereyi tartışıyor, insan kalkanları Irak’a doğru yola çıkıyordu.